Atatürk ve Montessori

Eğitim, milletlerin bağımsız yaşayabilmeleri, kalkınıp güçlenmeleri bakımından hayatî önem taşır. Atatürk’e göre, “en önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir.”

Sakarya Savaşı’nın devam ettiği bir zamanda bile Ankara’da Maarif Kongresi yani Milli Eğitim Kongresi savaşa rağmen ertelenmemiş ve 16 Temmuz 1921’de toplanmıştır. Atatürk, savaşa rağmen bu kongrenin ertelenmesine razı olmamış, kongrenin açış konuşmasını bile kendisi yapmıştır. Anadolu’nun her tarafından gelen 250 dolayında kadın ve erkek öğretmenin katıldığı kongrenin gündemi iki ana konuyu içeriyordu; İlk mekteplerin programları ve öğretim süreleri, orta öğretim programları ve dersleri.Atatürk’ün bu kongre esnasında eğitimcilere verdiği şu öneriyi Mustafa Rahmi Balaban şöyle aktarıyor, “Gazi Paşa Hazretleri’nin Maarif Umdesinin ve Maarif Misakının ruhî ve içtimaî ehemmiyet ve derinliği hakkında etraflı malumat edinmek isteyen, lisan bilen genç muallimler ve terbiye ile alâkadar olanlar, John Dewey, Alfred Binet, William Stern, Maria Montessori’nin eserlerini okumalıdır. Bu zevatın (Maria Montesori) terbiyede şaheser denmeye lâyık eserlerinin lisanımıza tercümesi de pek faydalı olacaktır. Hayat ve faaliyet düsturu üzerine müstenit terbiye usulünü büyük bir muvaffakiyetle tatbik eden İtalyalı Doktor Maria Montessori olmuştur. Çocuk bahçeleri (kindergarten, anaokulları) hususunda Fröbel’i tarihe gömen bu büyük kadına yeni terbiye ammesi çok medyundur.”

Atatürk’ün Maria Montessori ismini tavsiye etmesi sıradan ve rastgele bir tavsiye değildir,zira Gazi yaşadığı çağı çok iyi okuyabilen bir liderdir.Maria Montessori için kullandığı övücü sözler batılı bilim insanları tarafından da aynı tonda seslendirilmiştir.Üstelik bu başarılı öngörü yüzyılı deviren bir eğitim yönteminin ilk günlerine,dünyada henüz bu ölçüde tanınmasından önceki bir zamana aittir.Bir vasiyet sayılabilecek olan bu eğitim nasihatini;

Salihli’de ilk ve tek olmanın gururuyla ,Özel İzler Anaokulu olarak yaşatmak için hizmetinizdeyiz..